top of page
Ara

Rabia Koç: Hocaların zihniyeti buna izin vermiyor

  • abdullahsaaskin
  • 22 May 2023
  • 3 dakikada okunur




Lisede biyoloji sevmesiyle başlayan ve Mendel'in yasalarını ele almasıyla devam eden süreçte Aziz Sancar'ın nobel ödülünü almasına şahit olan Rabia Koç, şu an yaptığı meslekten memnuniyet duymasa da yolundan pes etmiyor.


"Memnun değilim" İstanbul'un Çekmeköy ilçesinde ikamet eden ve 23 yaşında olan Rabia Koç, İstanbul Üniversitesi Moneküler Biyolojik ve Genetik mezunu. Şu an yaptığı işi sevmese de yolundan devam etmek isteyen Koç, şu cümlelerle kendini tanıttı "Ben Rabia Koç. İstanbul Üniversitesinde Moneküler Biyolojik ve Genetik okudum. 3.54 ortalama ile yüksek onura öğrencisi olarak mezun oldum. 3 tane stajım mevcut. Şu an laboratuvar ürünleri satan bir firmada satış danışmanlığı yapıyorum. Deneysel Medikal'de satış danışmanıyım. Maalsef ki. Çünkü benim işim aslında laboratuvar'da. Araştırma ve Ar-Ge yapıyoruz. Fakat şu an yaptığım iş bilgisayar başında bir iş. Klasik yani. Araştırma ve geliştirme gerektirmeyen bir iş kolu. O yüzden memnun değilim."


"Neden Moneküler Biyolojik ve Genetik bölümünü okudun?" sorusuna cevap veren Rabia Koç,"Çünkü lisede biyoloji dersini çok seviyordum. Biyoloji dersi lisede klasik. Sistemler var, Mendel'in yasaları var. Benim ilgimi çekiyordu. Ben lisede normal dersime çalışırken kendimi ödüllendirmek için de biyoloji çalışıyordum. Sonra lise boyunca bu devam etti. Lise 3 ya da 4. sınıfa giderken Aziz Sancar ödül aldı. Yurt dışında Moneküler Biyolojik okumuş insandı kendisi. Fakat bu ödülü teknoloji dalından aldı. Benim de ilgimi çekti bu. Biraz araştırdım. DNA'nın tamir mekanizmaları üzerine çalışmış. Bu da bizim alanımıza giriyor tamamen. işte böyle olunca bende kendi bölümümü araştırdım. Hatta ben ilk başta Kimya Mühendisliği istiyordum. Tıp da olabilirdi ama beni kan tutuyordu. Kimya Mühendisliğinden de aslında bu bölüme daha yatkın olduğum için vazgeçtim. Son anda bir karar değiştirdim ve mezun olduğum bölümü yazdım. İlk başta ODTÜ'yü yazmıştım gelmemişti. Puanım tutmuyordu. Sonra İstanbul Üniversitesi'ni yazdım. Okuduğum bölümden memnundum ya" dedi.


"Kimse risk almak istemiyor" Mesleğinde gelecek görse de Türkiye'de görmediğini ifade eden Rabia Koç "Mesleğimde gelecek görüyorum. Fakat bu ülkede değil. Çünkü az destekleniyor ve hocaların bu dala yaklaşımı da iyi değil. Bu bölüm zaten 20 yıllık bir bölüm. Yeni yani anlayacağın. Yurt dışında tabi ki daha eski bu bölüm. Bu ülkede bu bölüm yeni olduğu için hocalar da bu bölümün neye hitap ettiğini bilmiyorlar. Biz aslında yurt dışında yapılan çalışmaları, biz buraya uyarlamaya çalışıyoruz. Bu yüzden çok da bir gelişme kat ettiğimizi de söyleyemem. Verilen burslar da az. Biz bu malzemeleri döviz kuruna göre alıyoruz. Dolar ve Euro'ya göre. Haklı olarak verilen burslar da yetmiyor. Bu yüzden yapılan çalışmaya devam edemiyoruz ya da çok az kişiye tanınıyor bu hak. Hocaların tek düze düşünceleri de aslında bunu etkiliyor. Sürekli yurt dışını kopyalamak, bizi bir yerlere götürmez ve götüremez. Yeni bir projeye açık değiller. Yeni bir proje risk gerektiriyor ve bu riski de çoğu kişi almak istemiyor kendi çapında. Başarısız çıkarsa eğer malzeme boşa gidecek haliyle. Yapılan çalışmayı genelde tekrarlıyorlar. Yurt dışında böyle değil tabi ki. Orada buradan daha iyi imkanlar var. Ben aslında kanser çalışmak istiyordum. Kanser, çok büyük bir alan. Buradaki çalışmalara baktığımız zaman rutinleşmiş şeyler görüyorum ama yurt dışında bu böyle değil" cümlelerine yer verdi.


"Hocaların zihniyeti buna izin vermiyor" Bulunduğu bölümün derinliklerine biraz daha inen Koç, malzemenin bol olduğu yerlerde bu mesleğin çok rahat yapılabildiğini şu cümlelerle ifade ett: "Bu mesleğin geleceğini biraz daha ele almak istiyorum. Aslında malzemenin olduğu yerde gelecek var bizim meslekte. Bu malzemelerin üretildiği yerler var; Almanya, Amerika bunların birkaçı. Hatta Çin'de bile üretiliyor bunlar. Burada bulunan teminat daha kolay olduğu için aslında birçok projeyi daha rahat ilerletebiliyorsun ve oradaki kültürel etkileşimin daha çok olmasından dolayı sana daha iyi ve yenilikçi fikirler sunabilecek bir sürü insan da var. Destekleme imkanı da daha fazla. Türkiye'de çok bir geleceği yok. Aslında geleceği olsa güzel şeyler de çıkar, güzel şeyler de olur. Bu biraz hükümetin istihdamı ile de alakalı biraz hocaların zihniyetiyle de alakalı diyebilirim. Hocaların zihniyeti buna izin vermiyor."

 
 
 

Comentarios


Öneri, İstek veya Şikayet

Teşekkürler!

bottom of page